Geçmişten Günümüze Denizcilik ve Yelken Tarihi

Geçmişten günümüze dünyada Denizcilik ve Yelken Tarihi dışında teknolojik gelişmeler hakkında derleme yaptığımız sayfa.

Günümüze kadar geliştirilen en yaygın ve olası teoriye göre insan türü bir şekilde Afrikadan çıkmış ve bütün dünyaya yayılmıştır. İlk insanlar ana besin kaynakları olan otları, tohumları ve hayvanları doğadan topluyorlardı ve yaşamlarını bunları yiyerek ve üreterek sürdürüyorlardı. Bu ilk insanların geçici kamp yaptıkları yerler vardı ve yiyecek bulmak amacıyla sürekli hareket halindeydiler. Dolayısıyla yerleşik bir düzenleri yoktu. Ne zaman ki insanlar yerleşik düzene geçtiler, tarım ve hayvancılığı geliştirip çeşitliliğini arttırdılar. Bunun yanında madenciliği ve balıkçılığı geliştirdiler. Bu gelişmelerin ardından üretim ihtiyacı karşılayıp ihtiyaç fazlası olmaya başladı, o zaman ticaret keşfedildi. Fakat o zamanlar ki alış veriş takas yoluyla oluyordu. Daha sonraları para icat edildi ve ticaret daha da gelişmiş oldu. Gerçek anlamda denizciliği ilk başlatan ve bu mesleği savaşmak için değil, ticareti geliştirmek için yapan Fenikeliler olmuştur. Fenikelilerden önce insanlar ağaç parçalarının suda yüzdüğünü görebiliyorlardı ve suya düştüklerinde bunlara tutunup suyun yüzeyinde kalabileceklerini biliyorlardı. Muhtemelen bu bildiklerinden yola çıkarak; ağaçlardan, sazlardan ve samanlardan ilk salları yapmaya başladılar. Bugün bildiğimiz kadarıyla ilk tekneleri yapan Mısırlılardır. Bu yaptıkları tekneleri Nil nehrinde ulaşım için kullanıyorlardı, hatta daha sonraları bu teknelere kare biçiminde yelkenler takarak yelkenli tekneleride icat eden Mısırlılardır. Buradan denizciliğinde ilk Mısırlılar tarafından icat edildiği anlaşılabilir fakat daha öncede anlattığımız gibi uzak yol denizciliğini ve deniz ticaretini Fenikeliler geliştirmiş, dolayısıyla ilk denizci toplum onlar olmuştur. Fenikelilerde denizcilik o kadar gelişmiş ve önemli bir hal almıştır ki, ilk olarak armatör diyebileceğimiz insanlar buradan çıkmış ve bunlar Fenike’nin en güçlü aileleri haline gelip Fenike ye hüküm eder hale gelmişledir. Fenikelilerin tarih sahnesinden silinmesinden sonra Fenikelilerle çok yoğun ticaret ilişkisi içerisinde olan Yunan medeniyeti doğmuştur. Ardından devamı olarak söz edebileceğimiz Roma imparatorluğu ve Bizans doğmuştur. Bu uygarlıklar yaklaşık 2000 yıl boyunca Akdeniz kıyılarına hüküm sürmüşlerdir ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte onlarda gemilerini ve denizciliklerini geliştirmişlerdir. Türkler ise gemi yapımını İtalyanlardan ve Bizans dan öğrenmiş ama  muhtemelen gemi yapımında Türk ustaları kullanmışlardır. Bu gemileri de etkin oldukları süreler içerisinde Akdeniz’e hükmetmek için kullanmışlardır.

Kalyon

Kalyon

Mısırlıların ticaret gemileri

Milattan sonra tarih sahnesinde yerini alan İskandinavlar da ( Viking ) denizciliği etkili bir şekilde kullanmışlardır. Onlar gemilerini küreklerle ve gemilerinin üzerlerine taktıkları kare şeklinde yelkenlerle ilerletiyorlardı. İngiltere, Sicilya ve İrlanda ya bu gemilerle gidip fethetmiş ve imparatorluklar kurmuşlardır. Fakat bu gemilerde kullandıkları kare yelkenler sadece rüzgâr arkadan geldiğinde yani geniş apaz ve pupa seyirlerinde ilerleyebiliyordu ve bu zamana kadar yapılan gemilerde kullanılan yelkenlerin hepsi dörtgen şekilli yelkenlerdi. Daha sonraları Arap denizciler Latin yelken dediğimiz üçgen yelkeni keşfettiler. Bu üçgen yelken daha geniş rüzgâr aralıklarında teknelerin ilerlemesine olanak veriyordu, yani tekneler rüzgâra karşıda gidebiliyorlardı. Birçok dörtgen şekilli yelkeni kullanan tekneler, limanlarda rüzgârın kolaylarına gelmesini beklerken bu tekneler denizde ilerleyebiliyorlardı. Özellikle İstanbul un fethedilmesinden sonra o zamanın en önemli ticaret yolu olan ipek ve baharat yollarının Osmanlının eline geçmesiyle alternatif ticaret yolları aranmaya başladı. Bu arayışlarla birlikte pusulanın icat edilmesi denizciliğe ve yelkenciliğe önemli katkılarda bulunmuştur.

Ortaçağda kullanılan gemilere Karavela deniyordu. Bunlar ticaret ve savaş için kullanılıyorlardı. Bu gemlilerin rüzgâra karşı gidebilmelerini sağlayan Latin yelkenleri vardı. Hindistan’ın ve Amerikanın keşfedilmesinde bu tarz gemiler kullanılmıştı. Daha sonraları ihtiyaçların artması ve teknolojinin gelişimine paralel olarak kalyon tipi gemiler geliştirildi. Bunların taşıma kapasitesi daha fazlaydı ve daha sağlam gemilerdi.

Karavela

Karavela

Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle önce buhar makineleri daha sonraları fosil yakıtlarla çalışan motorlar icat edildi. Artık gemileri hareket ettiren yelkenlerin ve kürekçilerin yerine onlardan daha süratli götürebilecek makineler vardı. Yelkenler kullanılıyordu fakat asıl gemileri ilerletici etki motorlar sayesinde gerçekleştiriliyordu. Gemiler daha kısa zamanlarda ve güvenli şekilde seyirlerini yapmaya başlamışlardı.

Günümüzdeki teknolojik gelişimlerin sonucunda ise olaylar bambaşka bir hal aldı. Eskiden yıldızları, güneşi ve pusulayı kullanılarak yapılan seyirler yerini GPS (Küresel Yer Belirleme Sistemi) lere bıraktı. Bizler bu aletler sayesinde bulunduğumuz mevkii uydular vasıtasıyla enlem ve boylam olarak aletlerin üzerindeki göstergelerden görebiliyoruz. Hatta seyirlerimizi otomatik pilot adı verilen aletler sayesinde dümencisiz olarakta yapabiliyoruz. Radar sisteminin gelişimiyle beraber görüş mesafesinin çok kısıtlı olduğu zamanlarda bile güvenli bir şekilde seyirlerimizi sürdürebiliyoruz.

Yatçılık ise Hollanda’dan çıkmıştır. Kelime olarak av veya avlanmak anlamını taşır ve Felemenkçeden gelir. Yatlar 17. yüzyılda dar kanallarda savaşmak ve ticaret amacıyla kullanılmaya başlanmıştı. Yatlar rakiplerine nazaran son derece hızlı ve kıvrak teknelerdi. Fakat o zamanlarda yatçılık bir spor olarak gelişmedi. İlk Su sporu kulübü 1720 yılında kurulan Water Club of Harbour (günümüzde ki ismi Royal Cork Yacht Club) dır. Ardından çeşitli yat kulüpleri kuruldu ve yarışlar düzenlenmeye başladı.

Teknolojik gelişmeler yelkenli teknelerinde de etkili oldu. çift gövdeli (Katamaran), üç gövdeli (Trimaran) gibi farklı yelkenli tipleri ortaya çıktı. Ayrıca eskiden kullanılan ahşap direklerin yerini aliminyum ve karbon direkler, kalın bez yelkenlerin yerini ise onlardan çok daha hafif ve sağlam karbon ve kevlar kumaşlı yelkenler aldı. Eskiden teknelerin gövdesi ahşaptı. Günümüzde halen ahşap, gövde ve diğer tekne kısımlarının yapımında kullanılmaktadır fakat bunlardan çok daha hafif olan fiber glas ve köpük gövde yapımında tercih edilmektedir. Hatta son olarak karbon gövdeli yelkenli teknelerde yapılmaya başlanmıştır ve yelkencilik konusunda çok büyük bir endüstri doğmuştur.

Bizlerin öncelikli amacı, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde denizcilik ve yelken kültürünün nesiller boyu artarak ilerlemesi ve Türkiye’nin yelkenli tekne, araç ve gereçleri yapımında gelişmesi ve dünya markaları yaratmasıdır.

Amerika Kupası Yelkenli Teknesi

Amerika Kupası Yelkenli Teknesi